Bilinç
Tuğba Alaca
Hayatı bir kitap gibi görenlerdenim. İlk sayfasını açtığınız an, son sayfasına gelmek zorunda olduğunuz bir kitap. Peki ya bu kitabı siz yazmıyorsanız? Önce yapraklarınız kurur fakat mevsim hiçbir zaman sonbahar değildir. Sonra papatyalarınız solar oysa her şeyi doğru
yaptığınızdan eminsinizdir. Zaman ilerler, yalnız olmadığınızı fark edersiniz. Bir çiçek bahçesindesinizdir ama güneşi asla göremezsiniz. Orada olduğunu bilirsiniz, ona yönelirsiniz ama ışığa ulaşamazsınız. Gökyüzü artık sizin için karanlıktır, ölü yıldızların mezarlığıdır. Ay ise, mezarlığın bekçisidir. Siz değerli okuyucularımızla bu yazımda insan bilincinin irade zayıflığını irdeleyeceğiz. Hepiniz George Orwell’ın ‘Hayvan Çiftliği’ kitabını duymuşsunuzdur. Romandaki hayvanlar, birer filozofu daha doğrusu bir fikir akımını temsil ediyor. İnsanlıkla özdeşleştirdiğimizde, korkutucu gerçekleri yüzümüze çarpan bir roman. Toplumsal hafızanın ne kadar zayıf olduğunu, doğru uygulanmış bir manipülasyonla her şeyin yaptırılabileceğini
gözler önüne seriyor. Bilincimizdeki duvarları, önce-sonra metoduyla aşmak mümkün. İçgüdüsel olarak şu anda bulunduğumuz durumun önceki duruma göre daha iyi olduğunu fark ettiğimiz an şikâyetlerimiz sona erer. Bir önceki halimizden ne kadar iyi olduğumuz’ geniş perspektifte’ önemli olsa da artık önceki kötü durumdan daha iyi bir durumdaysak bunun o an içi bir önemi yoktur. Romanı okuyan okuyucularım bilirler ki en başta konulan yedi temel maddenin önce silinmek yerine maddelere makul eklenmeler yapılarak hafızayı şaşırtıp bilincin daha kolay ikna olması sağlanmıştır. Hafıza, bilincin katı duvarlarını yıkmanın en zor yoludur. Çünkü anıların, gerçeklik olgusuyla oynanarak değiştirilmesi toplumsal ölçekte uzun bir zamanı beraberinde getirir. Gelelim kolay olan yönteme. Sizin de bildiğiniz gibi psikologlar
hastalarının çocukluğuna, bilinçaltına, geriye kalan karanlık hislere ulaşmaya çalışırlar. Psikopatolojilerde bilinci yöneten kaynağı ararlar. Eğer doğduğunuz andan itibaren bir diktatörlükle yönetiliyorsanız bu fikirden uzaklaşmak korkarım ki bilincinizin iradesinin çok ötesindedir. Bilinçaltınız, en ufak bir manipülasyona açıktır. İradeniz ve bilincinizdeki duvarlar hayali bir balyoz darbesiyle paramparça olabilir. Artık siz, ne kadar kurtulmaya çalışırsanız çalışın potansiyel bir yönetilensiniz. Bu yazımda asıl değinmek istediğim temel şey olaylara geniş perspektiften bakabilme yeteneğini edinmeniz gerektiği. İçinde bulunduğunuz durumu bir önceki halinizle değil, edinmek istediğiniz en yüksek seviyeyle kıyaslamanız. Gökyüzündeki yıldızlara çiçek bahçesinden öylece durup bakmak
yerine ona ulaşmanın yollarını aramayız. Bir gölde yüzmek yerine okyanusun varlığını hatırlamanız.