Tıpatıp Mit III
Selin Aydoğan»
Bizi takip eden
okuyucularımız bilirler ki Tıpatıp Mit’te anlattığımız hikayeler zaten oldukça
absürt ve fantastik olduğundan bu sayıda serimiz adına bir değişikilik
olmayacaktır. Fakat hazır bir önceki sayımızda da tarihteki ilk güzellik
yarışmasını anlatmışken, dünyanın en kötü şakası ve en zekice tuzağı olan Truva
Atı ve Truva Savaşından bahsetmemek olmaz.
Truva Savaşının
patlak verme nedeninden bir önceki sayımızda bahsetmiştik. Savaş Troya prensi,
bir zamanların çobanı Paris’in Sparta kralı Menelaos’un karısı Helen’i
kaçırmasıyla başlar. Menelaos haklı olarak çok sinirlenir ve Troya’ya eşi
benzeri görülmemiş bir ordu gönderir. Fakat Troya da önemli bir kenttir ve işin
içine Tanrıların da dahil olmasıyla savaş onlarca yıl sürer. Truva Savaşının bu
kadar uzun sürmesi, mitolojiye bizim daha sonraki sayılarımızda zaten
hikayelerini anlattacağımız bir sürü kahraman ve başka başka hikayeler ortaya çıkarmıştır. Onların
herbirini birini ileriki sayılarımızda konuşuyor olacağız.
Yıllarca sürmesine
rağmen bir sonuca bağlanamayan Troya Savaşı sonunda yapılan meşhur Troya Atıyla
biter. Bir hediyeymiş gibi gönderilen, savaşçıların içine sığabileceği genişlikte
oyulmuş tahta Truva Atının içinden yüzlerce asker, gece vakti herkes uyurken
çıkar ve Troya istilaya uğrar.
Her ne kadar bu savaş yıllardır tarihsel bir olgu gibi dillerden dile aktarılsa da aslında Troya Savaşının gerçekten yapılıp yapılmadığı hakkında elimizde hiçbir delil bulunmamaktadır. Belki de bu savaş da Homeros’un bize ve tarihe yaptığı bir şakadır, kim bilir?