İhanet, Aşk, İntikam: Medea ve Iason'un Hikayesi

 Selin Aydoğan


    Altıncı sayımızdan merhabalar. Hikayemize başlamadan önce şimdi anlatacağımız hikayenin beni en çok etkileyen hikayelerden biri olduğunu belirtmek istiyorum.Fakat bu hikayeyi anlatmak aslında hiç aklımda yoktu.Aslında şu ana kadar yazmış olduğum hiçbir hikayeyi anlatmak aklımda yoktu.Dergimiz kurulma aşamasındayken ne yazacağımı hiç bilmiyordum.Daha sonra yazar arkadaşlarımızdan Neden Oidipus Kompleksi hakkında yazmıyorsun?’ şeklinde bir fikir çıktı, bu şekilde ilk sayımızı yayınlamış olduk.Fakat yazarken fark ettim ki mitolojide bütün hikayeler ve karakterler birbiriyle bağlantılı ve bir şekilde günümüz dünyasında da yansımalarını görmek mümkün.Bu yüzden Neden bu bir seri olmasın ki?diye düşündüm. Bunları şu an neden anlattığımı merak ediyor olmalısınız.Öncellikle, son zamanlarda hayatımızda yaptığımız her eylemin bir şekilde yarınımızı etkilediğini daha çok fark ediyorum.Bunun burada bir hatırlatma olarak kalmasını istedim.Yaptığımız, okuduğumuz, izlediğimiz hiçbir şey boş yere değil. Ve tabii, altı sayıdır yayımladığımız serimizin ortaya çıkışını-her ne kadar kısa bir hikaye olsa da- sizlerle de paylaşmak istedim.

     Nerede kalmıştık? Son sayımızda Iason , tahtı amcasından alabilmek için Altın Postu almak zorundaydı.Bu yüzden şimdinin Gürcistan’ına ya da bizim şimdi bahsedeceğimiz şekliyle Korente doğru yola çıkmıştı.Yolculuğu sırasında da çeşitli zorluluklardan geçerek Korente vardı ve Altın Postun sahibi olan kral Aietese gitmişti. Aietes postu verebileceğini ama öncellikle onun şartını yerine getirmesi gerektiğini söylemişti. Şartı sanırım bir önceki sayıda söylememiştik.Şart şudur: Iason önce ateş püskürten boğalara boyun eğdirecek, başlarına boyundurluk geçirecek ve büyük bir tarlayı sürecektir. Iasonun bu görevi tek başına ölmeden başarması mümkün değildir. Bu yüzden -tabii ki- tanrıça Athena yardımına koşar ve -yine tabii ki- işe tanrıların dahil olmasıyla koca bir drama başlamış olur. Athena Iasona yardım edebilmek için Aietesin kızı, Güneş Tanrısı Heliosun torunu, dünyanın en güçlü büyücüsü olan Medeayı Erosun okuyla aşık eder. Artık körkütük Iasona aşık olan Medea, tıpkı Athenanın istediği gibi, Iasona yardım eder. Iason Aiestesin şartlarını yerine getirir fakat Aietes postu vermek istemez.Zaten Iasona körkütük aşık olan Medea, bir akşam herkes uyurken postu babasından çalar ve Iasonla beraber gemiye atlayıp kaçarlar. Bundan sonra olaylar yokuş aşağı gitmeye başlıyor sevgili okurlar. Medeanın babası olan kral, gemilerle Medea ve Iasonun peşine düşer ve Medea ile babası savaşmaya başlar. Hikayenin başında sanırım belirtmedim, kral Aietes tıpkı Medea gibi bir büyücüdür.Medea her ne kadar çok güçlü olsa da Aietes gücünün yanında deneyimlidir de ve Medeanın babasıyla savaşması çok da mümkün değildir.Medea da elindeki tek kozu oynar, kaçarken rehin olarak kaçırdığı erkek kardeşini Iasona öldürtür ve daha sonra onu parçalara ayrır. Şu an dehşete düştüğünüzün, içinizden Ne, neden, nasıl?Dediğinizin farkındayım ama lütfen devam etmeme ve anlatmama izin verin.Yunan mitolojisindeki inanca göre ölen insanlara uygun bir cenaze töreni yapılmazsa ölenler Ölüler Diyarında huzura kavuşamaz.Medeanın yaptığı bu hamle, babası kardeşinin parçalarını toparlayıp uygun bir cenaze töreni yapmak zorunda olduğu için Iason ve Medeaya zaman kazandırmıştır. Evet, Medea o kadar kördür ki Iasonla kaçmak uğruna kardeşini bu şekilde feda etmiştir.

     Iason ve Medea Altın Postla Iasonun krallığına varırlar. Fakat Iason amcasının tahtı vermeyeceğini anlar ve bu noktada devreye yine Medea girer. Aşık olduğu insan için her şeyi yapmaya zaten hazırdır ve hemen bir plan yapar. Iasonun amcasının çocuklarına yaşlı babalarının gençleşebileceğini söyler.Bunun için babalarını kesip kazanda kaynatmaları gerektiğini söyler.Şimdi diyeceksiniz ki bu çocuklar buna inanmış olamaz.Burada Medeanın çok zeki ve güçlü bir büyücü olduğunu hatırlatmak istiyorum.Medea çocuklara bunun ispatlamak için bir koç alır, parçalara ayırır ve bir güzel kaynatır.Daha sonra büyüyle kazandan bir kuzu çıkarır.Bunun üzerine çocuklar Medeaya inanır ve babalarını kesip bir kazanda kaynatırlar.Ama tabii ki zavallı kral gençleşerek kazandan çıkmaz.Böylece Iason tahta geçer ve Medea ile evlenirler.Buraya kadar ufak çaplı bir katliam da yaşanmış olsa aşık Medea için mutlu sondan belki bahsedebildik. Ama hikaye asıl şimdi başlıyor.Medeanın yaptığı oyun her ne kadar Iasonun tahtın başına geçmesini sağlasa da herkes Medeanın cadı olduğunu öğrenir ve Iasonu halk kralları olarak kabul etmez.Bunun üzerine Medea ve Iason, bu olaylar olurken olan iki çocuğu ile birlikte ülkeden ayrılır ve Korinthosa kaçarlar.Medea hayatının darbesini burada alır. Iason bir gün Medeaya Korinthos kralının kızıyla birbirlerine aşık olduklarını  ve Medeaya ondan ayrılıp Korinthos kralının kızıyla evlenmek istediğini söyler.Medeayı ikna etmek içinse çocukların zengin prensesle birlikte rahat yaşacağını söylemesidir.İnanmayacaksınız -ki zaten inanmayın- Medea bu teklifi kabul eder. Hatta prensese düğün hediyesi olarak altın işlemeli bir taç ve duvak verir.Tabii ki bu hediyeler zehirlidir ve prenses bunları takınca ölür.

          Medea intikamını aldı ve hikaye bitti sanmayın.Medea prensesin ölüm haberini alır ve ağzından şu sözler dökülür:

-Planladıklarımı yapmanın zamanı geldi geçiyor dostlar.Hemen çocuklarımı öldürüp ayrılıyorum bu topraklardan çünkü geç kalırsam daha kaba ellerden olacak ölümleri.Mutlaka ölmeleri gerekiyor ve onları doğuran anneleri alacak canlarını.Haydi yüreğim, silahlan! Kaçınılmaz cinayeti işlemekte neden kararsız duruyorsun böyle? Haydi zavallı elim, kılıcı kavrayıp alıver hayatının bu acı dönüm noktasını. Çekinme, hatırlama ne kadar çok sevdiğini ve nasıl doğurduğunu çocuklarını. Bugün, sadece bugün unut, sonra tutarsın yaslarını.Öldürmüş de olsan çok sevmiştin onları ve mutsuz bir kadınsın şimdi.

       Şu ana kadar hikayenin bütününden dehşete düştüğünüzün farkındayım.İşte Medeanın hikayesini çarpıcı yapan taraf burası. Burası’ diye belirttiğim tarafı açıklamadan önce hem sizin hem de kendimin içini rahatlatacak bir gerçeği sizlerle paylaşmam lazım.Medeanın yazarı olan Euripidesin ilk yazdığı versiyonda Medea çocuklarını öldürmüyor. Medea çocuklarını eski eşi Iasona emanet ediyor ve ülkeden ayrılıyor.Ne var ki çok geçmeden çocuklar öldürülüyor. Yazar Euripidese bu ülke gerçekte de var olduğu için değiştirtiriliyor ve yazar yukarıdaki paragraftaki satırlarla o kısmı değiştiriyor.Bu bilgiyle o sözleri tekrar okumanızı tavsiye ediyorum. Hikayenin çarpıcı olan tarafına gelirsek her ne kadar Medeadan korkmak ve ondan hoşlanmamak için çok sebebimiz olsa da  ona tüm kitap boyunca sadece acıyorsunuz.Birine duyduğu aşk yüzünden bunca şeyi yapması ama  yine de ihanete uğraması, oyunun açılış kısmında sütninenin Medeanın başına gelenler için Zaten doğrusu da budur, erkeğine karşı gelmemesi gerekir kadının.cümlesini kurması gibi etkenler Medeaya sempati duymamızı sağlasa da bence asıl neden bu değil. Asıl neden, her şeye rağmen Medeanın çok güçlü ve gururlu duruşu. Hikayeyi tekrar gözden geçirelim.Hikaye her ne kadar Iasonun Postu alma ve tahta geçme, güç elde etme isteği gibi görünse de aslında hikaye tamamen Medea ve Medeanın aşkının ona yaptırdıklarını anlatıyor.Medea olmadan zaten Iasonun görevleri yapamayacağından bahsetmiyorum bile. Yani bütün bir hikayede güçlü, tutuğunu koparan bir kadın ana karakter görüyoruz. Bu da hem bize hikaye boyunca Medea ile empati yaptırıyor hem de yazar Euripidesi edebiyat tarihin ilk realist ve feminist yazarı yapıyor.