AIAS

 Selin Aydoğan


   Her sayının birbiriyle bağlantılı olduğu,-şimdilik- Yunan Mitolojisinin en önemli ve -bizce- çarpıcı efsanelerini sizlerle paylaştığımız Tıpatıp Mit’in yeni sayısına hoş geldiniz. Bu hafta İlyada destanında kahramanların en mükemmeli, Akhilleus’tan sonra Akha ordusunun en güçlü savaşçısı olarak anlatılan Aias’tan bahsedeceğiz. Daha önceki sayılarımızdan Akhilleus(Aşil) ismi size tanıdık gelmiş olmalı. Hatırlayacağınız üzere Akhilleus Truva Savaşı kahramanlarındandı ve aşil tendonunun adı da savaşçı Akhilleus’tan gelmekteydi. Truva Savaşı’nın nasıl çıktığı, Truva Savaşı ve Akhilleus’un hikayelerini okumak isterseniz bu bağlantıları takip edebilirsiniz.          

  Dediğimiz gibi Aias Truva Savaşında adı geçen en güçlü savaşçılardan biriydi fakat çok hırslı ve gururluydu. Bu iki özelliği onun sonunu getiren şey oldu. Aias mitosunun ana motifi Akhillus’un ölümünden sonra silahların kime verileceği konusundaki çıkan anlaşmazlıkla başlar. Yine önceki sayılarda bahsettiğimiz Akhilleus’un annesi Thetis’in girişimi ile Akhalar silahları ordunun en güçlü kahramanına vermeyi kararlaştırılar ve bu onura Odyssues’u layık görürler. Aias; bunca kahramanlığı, savaştaki büyük yararlılığına rağmen bu onura layık görülmemesine çok kızar. Hırsından çılgına döner ve en sonunda intihar eder.

  Aias’ın hikayesinin ruhunu anlatabilmek için hikayede geçen şu iki cümleyi açıklamamızın yeterli olduğunu düşünüyoruz. Bunlardan ilki Aias’ın delirmesine neden olan Tanrıça Athena’nın , Akhellius’un silahlarına layık görülen Odysseus’a söylediği şu cümledir, ’’Çünkü bir gün bile sürmez ölümlülerin yükseklerden düşüp dibe vurması.Tanrılar sağduyuluları severken nefret eder kötülerden.’’ Burada her ne kadar Athena Odysseus’a öğüt veriyor gibi görünse de aslında uyarıyor da.Çünkü Aias’ın cezalandırılmasının sebebi ihtiyacı olmadığını söyleyerek Tanrıça Athena’nın yardım teklifini geri çevirmesi, daha kötüsü herkesin tanrı yardımıyla başarıya ulaşabileceğini ama kendisinin işleri ‘tek başına’ hallettiğini söylemesidir.Yani Aias’ın kibiridir.Kibir ise zaten mitolojideki birçok hikayede de cezalandırılması gereken büyük bir günah olarak geçmektedir. Aias’ı cezalandırılması da  -Athena’nın dile getirdiği üzere- tanrıların, ’’Bakın Tanrıların gücü nelere kadirmiş? Oysa onun kadar sağduyulu, onun kadar her durumda ne yapılması gerektiğini bilen bir başkası var mıydı?’’ deme şeklidir.  

    İkinci cümle ise Aias’ın intihar etmeden önce kurduğu şu cümledir, ’’En büyük düşmanım Hektor bana bu kılıcı armağan ettiğinden beri hayırlı bir davranış görmedim Argoslu dostlarımdan.’Düşmanın armağını armağan değildir ve kimseye yarar sağlamaz sözü doğruymuş meğer.’’ Hektor adının da seriyi takip eden okuyucularımıza tanıdık geldiğini düşünüyorum.Hektor Akhilleus hikayemizde geçen, ölümü de Akhilleus’un elinden olan çok güçlü kahramanlardan biriydi. Anlatılanlara göre Aias ile Hektor Truva Savaşının kaderini belirleyecek bir düelloya tutuşurlar fakat kimse galip gelemeyince berabere biten düellodan sonra birbirlerine hediyeler vererek ayrılmışlardır.İşin ilginç yanı hem Aias’ın hem de Hektor’un ölümünün bu armağanlardan olmasıdır.Hektor, Aias’ın verdiği kırmızı kuşakla öldürüldükten sonra Truva’da yerlerde sürüklenmiş; Aias ise Hektor’un verdiği gümüş çivilerle süslü kılıçla kendisini öldürmüştü.

   Aslında Aias’ın hikayesi burada sona erdi.Fakat sizlerle hikayedeki mesajı bizce güçlendiren bir detayı da paylaşarak sayımızın bu bölümünü bitirmek istiyorum. Akıl sağlını ve insanların saygısını yitiren Aias intihar ettikten sonra Akhalılar Aias’ın cenazesini uygun şekilde kaldırılmasına izin vermezler. Daha önceki sayılarımızda da söylemiştik, ölülerin cenazesinin uygun şekilde kaldırılması burada çok önemlidir çünkü ruhun başka türlü öbür dünyada huzur bulunamayacağına inanılır.İşte tam bu noktada Odysseus devreye girer.Tıpkı Akhalar gibi Odysseus’un bu tumuna sizin de şaşırmış olabileceğinizi düşünüyorum çünkü Odysseus ile Aias silahlar Odysseus’a verildiğinden beri düşmanlar.İşte mesajımız da tam burada.Odysseusa aralarında geçen sorunlara rağmen Aias için, ‘‘Erdemleri düşmanlığımdan daha önemli.’’  diyor ve Aias’ın cenazesinin kaldırılması için izin veriyor.